19 Kasım 2009 Perşembe

Sıra dışı bir telefon


Cep telefonu tasarımı konusunda sıra dışı bir yöntem: Bu cebin çok özel bir saati var...


Kanadalı cep telefonu üreticisi Mobiado, özel tasarımlı cep telefonu Professional 105 GMT'yi iki farklı sürüm şeklinde sunacak.

Mobiado 105 GMT'nin Antique ve Stealth ismindeki iki sürümünün de tuş takımının altında altın kaplama mekanik saat bulunuyor. Stealth Edition alüminyum ve safir kristallerinden yapılmışken, 105 GMT Antique kırmızı altın ve ahşaptan oluşuyor. İki sürümün de teknik donanımlar arasında dört bant GSM, MP3 çalar, Bluetooth, 2 Megapiksel kamera ve 1 GB dahili bellek var. Lüks cep telefonlarının fiyatı ve pazar başlangıcı hakkında henüz bir bilgi yok.

Teknoloji Tasarım -Tasarım Süreci


Teknoloji Tasarım, genellikle uygulamalı sanatlar, mühendislik, mimari, ve diğer yaratıcı işler çerçevesinde ele alınır


Teknoloji Tasarım, genellikle uygulamalı sanatlar, mühendislik, mimari, ve diğer yaratıcı işler çerçevesinde ele alınır ve hem bir isim hem bir fiil (tasarlamak) olarak kullanılır.

“Tasarlamak” yeni bir obje (makine, bina, ürün vs) için bir plan yaratma ve geliştirme sürecine işaret eder. “Tasarı” ise hem son plan veya taslak (bir çizim, modelleme vs) ; ya da bir plan vaya taslağın sonucu (üretilen bir obje) için kullanılır. Dilimize tasarlama sözcüğü, İngilizce ve Fransızca da ki “desing” kelimesi karşılığı olarak kullanılmaktadır. Desing kelimesi de Latince kökenlidir.

TASARIM SÜRECİ;

1)PROBLEMİN TANIMI
2)BİLGİ TOPLAMA
3)YARATICILIK VE BULUŞ SÜRECİ
4)ÇÖZÜM BULMA
5)UYGULAMA


1)Problemin tanımlanması: Bir tasarım problemini çözümündeki ilk aşama , problemi tanımlamaktır. Verilen konunu ne olduğunu tam olarak anlama ve o konuyu benimseyebilmektir. Bir problemi tanımlarken, sınırları zorlamak ve alışılmış düşünce sistemlerine takılıp kalmamak gerekir.

2)Bilgi toplama: Yapılacak tasarımda bir hareket noktası bulabilmenin tek yolu, problem hakkında mümkün oldukça çok bilgi toplaya bilmektir.

3)Yaratıcılık ve Buluş: Tasarımcı yada tasarım öğrencisi, konu ile ilgili araştırmalar yapıp gerekli bilgi ve verileri toplamışsa ve bunları değerlendirebiliyorsa yaratıcılığa ulaşılabilir. Yaratıcılık tasarımın en önemli bölümü sayılabilir. Yaratıcılıkta iki aşama olduğu söylene bilir. Tasarımcı kağıda ilk eskizlerini karaladığında “dışavurumculu yaratıcılık” aşamasındadır. Eskiz biraz daha ayrıntılı bir hale getirildiğinde ise “üretken yaratıcılık” aşamasına geçilmiş olur.

4)Çözüm bulma: Yaratıcılık ve buluş süreci, problemin ortaya konması ve olasılıkların araştırılmasına yönelik çalışmaları içerir. Çözüm bulma ise bu olasılıklar hakkında bir karara varılarak, araştırmanın sona erdirilmesidir. Çözüm olarak seçilen olasılıklar, daha sonra ayrıntılı taslaklar halinde hazırlanır.

5)Uygulama: Tüm aşamalardan geçmiş olan tasarımın hazır hale getirilmesi işlemidir.

Teknoloji ve Tasarım Programı


Araştırmalar, çocuklarımızın yaşayacağı zamanın en belirgin özelliğinin başkalarının ürettiklerini kopyalamak olmadığı gerçeğini ortaya koymaktadır.


Araştırmalar, çocuklarımızın yaşayacağı zamanın en belirgin özelliğinin başkalarının ürettiklerini kopyalamak olmadığı gerçeğini ortaya koymaktadır.

Günümüzde herkesin kabul ettiği kaçınılmaz bir gerçek vardır. O da çocuklarımızın yaşayacağı zamanın bizim yaşadığımız zamandan çok farklı olacağıdır. Bu noktadan hareket ettiğimizde çocuklarımızın kazanması gereken bilgi, beceri ve tutumlar da mutlaka farklı olacaktır. Araştırmalar, çocuklarımızın yaşayacağı zamanın en belirgin özelliğinin başkalarının ürettiklerini kopyalamak olmadığı gerçeğini ortaya koymaktadır.

Gözlem, sorgulama, araştırma, değerlendirme ve yaratıcılık gibi Teknoloji Tasarım için gereken zihinsel süreçleri yeterince aktif hâle getirmeyen, tekdüze çalışmalarla, sadece el becerisini geliştiren yaklaşımlarla yarının dünyasında yaşayacak insanların beklentilerini karşılamak mümkün değildir.

Bu amaçla çocuklar, ihtiyaçlar ortaya çıkmadan tahmin etme ve farklı sorunları yakalama, bunlara yaratıcı çözümler geliştirme, tasarım hâline getirme, tasarımın üretim aşamalarını belirleme ve üretme becerisi kazanmalıdır. Tüm bunların ışığında Teknoloji Tasarım Dersi Öğretim Programı’nın gelecek nesillerin yaşayacakları çağın ihtiyaçlarına cevap vermesi amaçlanmıştır.

Vizyon 2023 ’ün ana teması, “Atatürk ’ün işaret ettiği muasır medeniyet seviyesine ulaşma hedefi doğrultusunda; bilim ve teknolojiye hakim, teknolojiyi bilinçli kullanan ve yeni teknolojiler üretebilen, teknolojik gelişmeleri toplumsal/ekonomik faydaya dönüştürme yeteneği kazanmış bir refah toplumu yaratmak” üzere, önümüzdeki 20 yıl için bilim ve teknoloji vizyonu oluşturmak ve bu doğrultuda politika önerileri geliştirmektir.

Bir ampul fabrikamız bile yok


Dünyaya teknoloji ürünleri ihraç eden bir ülke olarak Türkiye'nin bir ampul fabrikası olmadığını biliyor muydunuz?


İlk duyduğundunuzda inanmak gelmiyor içinizden biliyoruz ama durum böyle. Mesele ampul üretecek teknolojinin olmaması değil, Türkiye'nin ampul üretiminde dünya devleri ile rekabet edecek gücünün bulunmamasındaymış meğerse. Yani mesele uluslararası ticaretin son yıllarda çizdiği yeni rota ile ilgiliymiş.

Şöyle ki uluslararası üretim yapan dev kuruluşlar üretim yapılarını yeniden gözden geçirirken ampul üretiminde üs olarak Türkiye'yi değil, Macaristan, Polonya, Slovakya ve Romanya gibi ülkeleri seçtiler. Ve Türkiye'deki ortaklı fabrikalarını kapatıp ismini saydığımız ülkelere yatırım yaptılar.

Bu gelişmeler karşısında 2000 yılında General Elektrik, 2002 yılında Philips Türkiye'deki fabrikalarını kapattılar. Tek yerli ampul üreticisi Tekfen'de rekabete dayanamayacağını açıklayarak 2002 yılı Temmuz ayında ampul üretimine son verdi. Türkiye 2002 yılından bu yana ampul ihtiyacının tümünü ithalat yoluyla karşılıyor.

Böylece Vehbi Koç'un 1948 yılında başlattığı Türkiye'nin 57 yıllık ampul serüveni de bitmiş oldu. Bilindiği gibi vehbi Koç, bir konuşmasında " Benim sanayi hayatıma 1948 yılında ampul fabrikası ile başlar" demişti. Gerçekten de Türkiye'nin ilk sanayi tesisi yarı Amerikan sermayeli General Elektrik fabrikasından sonra 1963 yılında Tekfen ilk yerli sermayeli ampul fabrikasını kuruyor.

Daha sonra 80'li yılların başında yüzde 100 Hollanda sermayeli Philips atak yaparak Tekfen'e rakip oluyor.1970'lerde Tekfen ile Philips arasında kurulan ortaklıkla oluşan Bastaş'ta kendisinden önceki firmalar gibi kapanmış durumda.

Sözün özü. Bugün Türkiye ampul ithlatı yapan bir ülke. Dünyaya televizyon, beyaz eşya, otomotiv gibi üst teknoloji ürünleri ihracatı yapan ve bunda dünyada hatırı sayılır sıralamalarda yer alan Türkiye sıradan bir ampul için ithalat yapmak zorunda.

Türkiye'de yılda 120 milyon adet normal ampul, 26 milyon adet düz ve simit floresan kullanılıyor. Yarım yüzyıla yakındır Türkiye'nin ampul ihtiyacı yurt içinde yapılan üretimle karşılanırken ve hatta üretimin küçükte olsa bir bölümünü ihraç ederken şimdi Türkiye ampul ihtiyacını yüzde 100'ünü ithalat yoluyla karşılamak zorunda kalıyor.

350 milyon dolarlık bir ampul pazarı olan Türkiye'de yerli bir ampul üreticisi yok. Dünyada ampul ve armatür piyasasının büyüklüğü 45 milyar dolar, bu rakamın 30 milyar dolarını da ampul oluşturuyor. Pazarda Uzakdoğu kökenli 50'e yakın firma rekabet ediyor.Ancak en büyük üreticiler yine General Electrik, Philips ve Siemens .

Dünyada ve Türkiye'de enerji, enerjiye yönelik devasa yatırımlar gündemden düşmezken 21. yüzyılda bir ampul fabrikamızın olmadığını hatırlamak ve tüm ilgililere hatırlatmak istedik.

Kağıt kalınlığında pil!


İsveçli bilim adamları... Evet, yine onlar! Yine yeni bir buluş! Bakın bu sefer ne keşfettiler.


Dünyanın dört bir yanındaki bilim adamları, çevre dostu, ucuz ve kulanı kolay enerji kaynakları üretmek için adeta birbirleri ile yarışıyorlar. İsveç'ten gelen bir haber ise oradaki bilim adamlarının bu yolda ilginç bir aşama kaydettiklerini ortaya koydu. Polipirol adlı bir malzemenin yardımıyla enerji depolayabildiklerini ve bu enerjiyi kullanabildiklerini keşfeden Bilim adamları bu sayede çok ince ve doğa dostu piller üretmeyi başardılar.

İnsan saçının sadece 50 binde biri genişliğinde üretilebilen bu malzemenin diğer bir avantajı oldukça ucuza mal oluyor olması. Geleneksel pillerden daha hızlı şarj olabilen bu yeni piller, ucuz olmalarına rağmen çok fazla enerji depolamak için uygun değiller. Bu yüzden en azından şu an için bu pilleri cep telefonu veya diz üstü bilgisayarlar gibi araçlarda kullanmak yerine, kullanıp atılacak, özel ışıklı hediye paketleri veya tebrik kartları için son derece uygun olduğu düşünülüyor. Kötü haber ise bu ince enerji kaynaklarının günlük kullanıma girebilmesi için yaklaşık 20 yıllık bir süreç geçmesi gerektiği ön görülüyor.

Mindset,Türk Otomobilinde Yeni Devrim


Mindset video elektrikli otomobil, Türk'ün gururu olacak


Tasarım dâhisi Murat Günak`ın Türkiye için dizayn ettiği güneş ve elektrik enerjisiyle çalışan otomobili Başbakan Erdoğan test etti. Günak`ın çevreci aracı 7 saniyede 100 km hıza ulaşabiliyor.

48 YIL SONRA OTOMOBİL'DE İLK "DEVRİM"

İlk Türk otomobili Devrim`den tam 48 yıl sonra bu kez Türk tasarımı çevreci bir otomobile imza atıldı. Ünlü tasarımcı Murat Günak`ın geliştirdiği hibrid otomobil Mindset`i Türkiye`de üretmek için sürdürdüğü çalışmalar meyvesini verdi.

Yaratıcı Türk Murat Günak girişimci genlerinin etkisiyle 400-500 milyon euroluk yatırım desteği için Başbakan Erdoğan'la görüştü. Günak'ın yanında İsviçreli ortağı Lorenzo Schmid de vardı.


PROJE YATIRIMCISI TÜRK OLACAK

Otomobildeki Türk devrimine finans sağlayacak olan yatırımcının Türk olması konusunda anlaşıldı. Yatırımcılar arasında Volkswagen`i Türkiye`de yatırıma ikna etmeye çalışan Doğuş Grubu'nun başarılı Başkanı Ferit Şahenk de bulunuyor. Bir aksilik çıkmazsa yatırımcı sayısı 4 olacak.

VW'DEN AYRILIP KENDİ MARKASINI YARATTI

VW Grubu tasarım Başkanlığı`ndan ayrıldıktan sonra İsviçre`de kendi markasını yaratmak için çalışmaya başlayan Murat Günak, Mindset adını verdiği hibrid aracı üretmek için yatırımcı arıyordu.

SABAH gazetesinde çıkan haberler üzerine harekete geçen Yatırım Ajansı, TAYSAD ve İhracatçılar Birliği, Murat Günak`la temasa geçti. Murat Günak`ın da Mindset`i Türkiye`de üretmeye sıcak bakması, çalışmayı hızlandırdı. Günak`ın Mindset`i anavatanında üretmeyi istediğini söylemesinden etkilenen Başbakan Erdoğan, rahatsızlığına rağmen özel araçla üstü kapalı olarak getirilen Mindset`in direksiyonuna geçip sır gibi saklanan projeyi tüm dünyaya duyurdu. Başbakanlık resmi konutu etrafında tur atan Erdoğan, teknoloji harikası otomobili oldukça beğendi, motorun çok sessiz çalıştığını söyledi.


7 SANİYEDE 100 KM HIZ

Türk tasarımcı MURAT GÜNAK`ın tasarladığı hibrid (hem elektrikli hem de benzinli motorla çalışan otomobil) motorlu araç; 7 saniyede 100 kilometre hıza ulaşabiliyor. 100 beygir gücünde motora sahip Mindset`in aküleri, frene basıldığında dolmaya başlıyor.

Dolu aküsüne ek olarak benzinli motor desteğiyle yol alabilen Türk hibrid'i Mindset tek şarjla 800 kilometre yol yapabiliyor.

İsteğe bağlı olarak 26 beygir gücünde iki silindirli benzinle çalışan portatif motorla desteklenebiliyor. Mindset, güneş enerjisi ile giderken arka stop lambası yeşil renkte yanıyor. Fiyatının 50 bin Euro civarında olması beklenen elektrikli otomobil, 800 kg ağırlığa sahip. İlk etapta yılda 10 bin adet üretilmesi planlanıyor.


TÜRK'ÜN ADINI DUYURACAK

Otomobilin maksimum hızı saatte 140 kilometre. Bu arada Devlet Bakanı Çağlayan da, `Türkiye açısından dünyanın çok önemli yatırım ve markası olacak, dünyaya Türk adını, Türk imajını duyuracak`` dedi. Çağlayan, otomobili Türk sanayicisinin Anadolu`daki KOBİ`leriyle beraber üreteceğini söyledi.


MINDSET'İ TÜRKİYE İÇİN YAPTIM

Murat Günak tasarımın 2 yıl sürdüğünü belirterek, `Beyefendiye gösterdik. Bizim için çok büyük bir gün. Mutlu bir şekilde geri dönüyoruz`` dedi.

Mercedes, Volkswagen ve Peugeot firmalarında tasarım başkanı olarak çalıştığını anımsatan Günak, bu aracı Türkiye için yaptığını söyledi. Günak, Başbakan`ın çok mutlu olduğunu ifade ederken de `Baksanıza araçla dışarıya çıktı`` dedi.


SERİ ÜRETİM OLACAK MI?

`Aracın seri üretiminin yapılıp yapılamayacağı`` sorusu üzerine ise Günak, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan`ı işaret ederek, `Beyefendiye sormalı`` dedi. Geçen hafta sonu İstanbul`a gelen Günak, Devrim Arabaları filmini de izledi.


İLK DEVRİM AĞLATTI

Mühendislerin verdiği mücadeleden etkilenen Günak, filmin sonunda gözyaşlarına hakim olamadı ve hüngür hüngür ağladı.

Mindset'te Güvenlik:

Kaynaklanmış alüminyum profillerden oluşan bir yürüyen aksam destekleyici öğeleri sağlıyor. Bu yürüyen aksama harici kaplamaları oluşturan elyafla güçlendirilmiş, plastik bileşenler takılmış. Güvenlik içeren yolcu bölmesi yürüyen aksamın bir parçası ve bütün yolcu kısmının etrafını saran son derece katı bir konstrüksiyondan oluşuyor. Dahası, kapılardaki ve aracın üzerindeki güçlendirici profiller ve öndeki hava yastıkları yolcuların güvenliğini arttırıyor.

Mindset'te sınırısz seçenek:
Örnek vermek gerekirse, yol kapsamını artırmak için kullanılabilecek, ihtiyaç duyulmadığında garajda bırakılabilen bir menzil uzatıcı güneş panelleri, ayrıca ayarlanabilen, özel amaçlar için, örneğin golf çantaları, giysiler, alışveriş, köpekler vs. için gereken ekstra girintilere ve eklere sahip bir iç hacim bunların arasında sayılabilir.


PEKİ BU AŞAMAYA NASIL GELİNDİ

Küresel ekonomik krizin vurduğu otomobil sektöründe dev şirketler birer birer batarken, Murat Günak bu olumsuzlardan etkilenmemeye çalışarak hayalini gerçekleştirmek uğruna çabaladı. Dün tanıtılan projeye destek verense İsviçreli yatırımcı Sprit Avert`in patronu Lorenzo Schmid oldu.

Toplam 250 milyon euro yatırım yapılan Mindset bu yılın ikinci yarısında satışa çıkacak.


Etiketler : Mindset türk otomobili

85 yaşında bilgisayar kursuna yazıldı


Teknoloji merakı yüzünden 85 yaşında bilgisayar kursuna yazıldı


Teknolojinin imkânlarından faydalanmak isteyen 85 yaşındaki Orhan Ergün bilgisayar kursuna yazıldı.

Antalya'nın Alanya ilçesi Konaklı beldesinde yaşayan Orhan Ergün, çocuklarının ve torunlarının bilgisayara olan ilgisinden etkilenerek bilgisayar eğitimi almaya karar verdi.

Recep Karaca Çok Programlı Lisesi'nde kurs açıldığını duyan Ergün, çocuklarının da desteğiyle kursa yazıldı. Türk Hava Yolları'ndan (THY) emekli Ergün, şimdi ileri düzeyde bilgisayar eğitimi alıyor. İyi derecede İngilizce ve Fransızca bilen Ergün, gözlerinde sorun olduğu için klavyedeki harfleri ve yazıları yanında getirdiği mercekle okuyor.

Kursun maskotu haline gelen Orhan Ergün, öğretilenleri çabuk kavrayarak uygulamaya büyük önem veriyor. Başarısı ve çabasıyla gençlere örnek olan Ergün, 10 parmak klavye kullanmayı da öğrenmek istiyor. Kurs sonunda Ergün, bilgisayar kullanım sertifikası alacak.

Öğrenmenin yaşı ve zamanı olmadığını vurgulayan Orhan Ergün, teknolojinin her türlü imkânından yararlanmak için kursa yazıldığını söyledi.

Kursa yazılma kararı aldığında çevresindekilerden olumsuz tepkiler aldığını aktaran Ergün, azim ve gayretin her şeyin üstesinden geleceğine işaret etti.

Kursa katılan gençlerin kendisine çok yardımcı olduğunu anlatan Ergün, ilk günlerde klavyedeki harf ve sayıları bulmakta güçlük çektiğini belirtti.

"KAHVEHANEDE VAKTİMİ ÖLDÜRECEĞİME GENEL KÜLTÜRÜMÜ GELİŞTİRECEĞİM"

"Kahvehanede oyun oynayarak vaktimi öldüreceğime bilgisayarda sörf yaparak genel kültürümü geliştirmek istiyorum." diyen Ergün, yaşlı insanların çoğunun gününü ya evde oturarak televizyon önünde ya da kahvehane köşelerinde oyun oynayarak geçirdiğini anlattı.

Bilgisayar kullanımını tam olarak öğrendiği takdirde dizüstü bilgisayar alarak anılarını belge haline getireceğini ifade eden Ergün, öldüğünde belgenin torunları ve yakınlarına hatıra kalacağına işaret etti.

Eskiden bir ödevi yapmak ya da bir bilgiye ulaşmak için öğrencilerin kütüphane kütüphane dolaştığını kaydeden Ergün, "Şimdi gençler çok şanslı. Öğretmenleri tarafından öğrencilere verilen ödevlere internette hemen ulaşılabiliyor. İnternetin bu nimetlerinden ben de yararlanmak istiyorum. Bu nedenle kursa yazıldım." dedi.

Recep Karaca Çok Programlı Lisesi Müdürü Abdurrahman Yıldırım da 85 yaşında olmasına rağmen Orhan Ergün'ün kurstaki başarısının kendilerini şaşırttığını söyledi.

Ergün'ün çok marifetli ve anlama yeteneği güçlü olduğunu kaydeden Yıldırım, gençler kadar başarılı olduğunu vurguladı.

Evde günlerini öldüren yaşlı insanlara Ergün'ün örnek olduğunu aktaran Yıldırım, bilgisayara merakı olan yaşlıları kursa davet etti.
 
Lida